Yükleniyor...
English French German Italian Japanese Chinese Russian Spanish
Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk
TRAFİK KAZALARINDA HUKUKİ SORUMLULUK VE SİGORTA
 
İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. (KTK. Madde 3)
 
KTK 85. maddesinde motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme; karayollarındaki motorlu araçların işletilmesinin doğurduğu büyük tehlike, bunların zarar doğurmaya müsait oluşu, sürücünün ekonomik durumun genelde zayıf olması gibi zarara uğrayan tarafı himaye düşüncesinden doğmuştur. 
 
Motorlu bir aracın işletilmesi cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz olarak sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğudur. Eğer ortada bir zarar varsa karine olarak bu zarar motorlu araç işletilmesinin tabi ve normal bir sonucudur. Dolayısıyla bu sonuçtan motorlu aracı işleten sorumludur. KTK 85/1 göre işletenin sorumluluğu kusur sorumluluğu olmadığı gibi, B.K. 55. maddesinde öngörülen objektif özen ödevinin ihlaline dayanan bir sebep sorumluluğu da değildir. Bu itibarla işleten hiçbir kusuru olmazsa da, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararı tazmin etmekle sorumludur. Sorumluluk kusura dayanmamaktadır. 
 
İşletenin sorumluluğu için, KTK 85/1. maddesinde kusur aranmadığı gibi, sorumluluktan kurtulmak için de aynı yasanın 86. maddesinde öngörülen durumların söz konusu olması gerekmektedir. Yani ortada illiyet bağını kesen sebeplerin bulunması gerekir. Bunlar; 
a-Zararın mücbir sebepten,
b-Zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurundan,
c-araçtaki teknik bir bozukluk veya noksanlığın kazaya sebep olmamasıdır.
 
Aracın işleteni, kusursuzluğunu ispat etmek zorundadır. Yoksa zarar gören kişi araç işleteninin kusurlu olduğunu ispat etmek zorunda değildir. 
 
1996 yılında KTK yapılan değişiklikle teşebbüs sahibine de sorumluluk getirilmiştir. Buna göre, otobüslerde yapılan yolculuklarda, otobüsün bir işletmenin adı altında veya işletme tarafından işletilmesi sırasında meydana zararlardan teşebbüs (işletme) sahibi de işleten ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 
 
İşletme halinde olan aracın sebep olduğu trafik kazası
nedeniyle sorumluluk şartları;
a- Ortada bir zarar olmalıdır. Zarar, motorlu aracın ya da araçta bulunan yolcunun ya da araç dışındaki bir kişinin malının zarara uğramasıdır. Kişilerin cismani zararları da bu kapsamdadır. 
b-Zarar Motorlu araç tarafından verilmelidir. 
c-Zarar Motorlu aracın işletilmesi neden olmalıdır. KTK 85. maddesinde bu durum açıklanmış olup, aracın trafiğe çıkarılmış olması ve kullanılması sırasında zararın meydana gelmesi gerekmektedir. 
d-Zararın meydana gelmesi ile aracın işletilmesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. 
 
İşletenin tanımını yaptıktan sonra şimdi de KTK 85. maddesine göre; işletenin sorumluluğuna bakalım. Öncelikle kim işleten olur sorusuna cevap bulmamız gerekmektedir. 
Gerçek işleten;
a-Araç sahibi olan kişi; gerçek işleten aracın trafik kaydında malik olarak görülen kişidir. Uygulamada genellikle aracın işleteni ile aracın sahibi aynı kişidir. KTK 85. maddesine göre aracın işletenini tespit etmek için öncelikle aracın trafik kaydına bakmalıyız. Genel olarak trafik sicilinde araç sahibi olarak görünen kişi işletendir. Bu husus yasal karinedir. Ancak kayıtta araç sahibi olarak görünen kişi, aracının noterde satmamış olsa dahi, adi satışla satın alan aracı fiili ve ekonomik hâkimiyetine almış ise (aracın vergisini, sigortasını ödüyorsa, aracın trafiğe çıkartılıp çıkartılmamasına karar veriyorsa) bu kişi aracı noter satışıyla satın almamasına rağmen aracın işleteni sayılmaktadır. Bu nedenle zarar gören kişi aracın tescil kaydında görünen kişiye değil de başkasına ait olduğunu her türlü delille ispat edebilir. 
b-Aracın mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılması halinde noter tarafından tutulan sicilde alıcı sıfatıyla üzerine kayıtlı olan kişi de işleten sayılır.
c-Motorlu aracın kiracısı veya ariyet alanı
d-Motorlu aracı kendi adına, tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleten ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunan,
 
Farazi İşleten; 
a-Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar,
b-Yarış düzenleyiciler,
c-Motorlu aracı çalan veya gaspedenler,
 
İşletme Alanı;
-Motorlu araç kazası karayolunda olmalıdır. 
-Kazayı meydana getiren araç motorlu araç olmalıdır.
-Hemzemin geçitlerde meydana gelen trafik kazalarında da 2918 sayılı KTK hükümleri uygulanmaktadır. Bu durumlarda DDY idaresi de hemzemin geçitlerde meydana gelen kazalarda işleten sayılır. Yargıtay birçok kararında buna değinmektedir. Hemzemin geçit, karayolu ile tren yolunun kesiştiği yerlerdir. 
 
 
İşletenin sorumluluktan kurtulması yada sorumluluğun azaltılması şartları;
 
KTK 86. maddesinde işletenin veya teşebbüs sahibinin sorumluluktan kurtulması düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre işletenin sorumluluktan kurtulması son derece zorlaşmıştır.
 
Buna göre işleten önce zararın mücbir bir sebep veya zarar görenin ya da 3. bir şahsın ağır kusurundan kaynaklandığını ve illiyet bağının kesildiğini ileri sürecek, sonra da olayda ne kendisinin ne de eylemlerinden olduğu kimselerin kusuru bulunmadığını ispatlayacaktır Ancak 86. madde bununla yetinmemiş, zararın meydana gelmesine araçtaki bir bozukluğun etken olmaması koşulunu da birlikte aramıştır.
 
Sorumluluktan kurtulamayan işleten kazanın oluşumunda zarar görenin kusuru bulunduğunu ispat ederse, tazminat miktarı kusur derecesine göre indirilir.
 
Hatır Taşınması (Madde 87);
Yaralanan veya ölen kişi hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmişse işletenin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere uymaktadır. Yani bu durumda, KTK hükümleri değil genel hükümler uygulanır; Örneğin B.K hükümleri uygulanır.
 
Bu nedenle hatır taşıması söz konusu ise Zorunlu Trafik Sigortasından faydalanma imkânı yoktur.
 
Zarar verenlerin birden çok olması (Madde 88);
 
Bir aracın katıldığı bir kazada bir 3. şahsın uğradığı zararlardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa bunlar müteselsil olarak sorumludur. Birden çok kişinin sorumlu tutulduğu durumlarda zarara neden olanlar kusurları oranında zarara katlanırlar.
Aynı zarardan sorumlu olanlar müteselsil sorumlu olup B.K 141. madde gereğince borçlulardan her biri borcun tümünden sorumludur. Zarar verenlerin müteselsil sorumlu olmaları için talepte bulunanın bu konuda talepte bulunması şarttır.
 
Maddi ve Manevi Tazminat (Madde 90)
Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında B.K. haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
 
B.K. 41-60 maddelerinde belirtilen hususlar yeni maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularındaki bölümler trafik kazaları nedeniyle meydana gelen zararlarda uygulanacaktır. Ancak manevi tazminat taleplerinde bir farklılık var. Manevi tazminat taleplerinde zaman aşımı süresi Genel hükümlerin aksine KTK109/2 maddesine göre dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı öngörmüşse bu süre manevi tazminat talepleri açısından da uygulanır.
 
Trafik kazasında bir kişi ölmüşse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından; destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği, ölenin,ölümü nedeniyle duydukları acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat da talep edebilirler.
 
Yaralamalarda; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
 
Sakatlanmalarda; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.
 
Maddi Zararlarda; Araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını isteyebilecektir.
 
Özellikle belirtmek isterim ki, maddi zararlarda araçların kaza nedeniyle uğradıkları değer kaybının istenebileceğini düşünüyorum. Örneğin; kazada bir aracın ciddi bir şekilde hasarlandığını düşünelim, burada araçta meydana gelen ve aracın tamiri için gereken zararı isteyebileceğimiz gibi, aracın darbeli oluşu nedeniyle uğradığı değer kaybını da isteyebiliriz.
 
Maddi ve manevi tazminat taleplerinde; Tazminat miktarları tarafların olaydaki kusur oranına göre belirlenecektir.
 
SİGORTA
Zorunlu Trafik Sigortası (Madde 91)
 
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, 3. kişilere verdiği onun karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin KTK 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur. 
 
Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır.
 
Zorunlu trafik sigortası işletenin KTK göre sorumluluğunu karşılamak üzere kurulmuştur. Bu sigorta türü işletenin 3. kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla düzenlenmiştir. Yani Trafik sigortası işletenin 3. kişilere verdiği zararları karşılamaktadır. İşletenin kendisine gelen zararlar sigorta kapsamı dışındadır.
 
Örneğin; sigortalı aracın tek taraflı maddi hasarlı bir kaza yaptığını düşünelim. Burada sigortalıya ait araç 3. bir kişiye zarar vermediği için bu araçtaki maddi zarar sigorta kapsamı dışındadır. Aynı aracın bir yayaya çarpıp öldürdüğünü ve aracın kusurlu olduğunu düşünelim. Bu durumda yaya 3. kişi konumunda olduğundan bu zarar sigorta kapsamında kalmaktadır.
Zorunlu Trafik sigortasında; sigortacının(sigorta şirketinin) sorumluluğu limitle sınırlıdır. Limitin üzerindeki zarardan sorumlu değildir.
 
Zorunlu Trafik sigortasından faydalanma şartları; 
1-İşletenin kendisinin uğrayacağı bir zarar söz konusu olmamalıdır.
2-Motorlu bir aracın söz konusu olması gerekir.
3-Sigorta kapsamındaki kaza karayolunda olmalıdır.
4-Motorlu araç işletme halinde olmalıdır.
5-Hatır taşıması söz konusu olmamalıdır.
6-Zarar görenin beraberinde bulunan eşyanın zarar görmesi gereklidir. Burada zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zarardan işletenin sorumluluğu genel hükümlere tabidir. Yani zarar görenin bagaj ve benzeri eşyanın zarar görmesi halinde sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır.
7-Aracın çalınma ve gasp edilmesinde işleten ve eylemlerinden sorumlu kişilerin kusurunun bulunmaması gerekir. Yani işletenin aracın çalınması veya gasp edilmesinde araç işleteni veya işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru yoksa araç işleteninin sorumlu olmaması nedeniyle sigortacının da sorumluluğu bulunmamaktadır. 
 
8-Motorlu bisiklet sürücülerinin uğradığı zarardan sigorta şirketi sorumlu değildir.
 
Araç sürücüsünün zarar görmesi halinde
Sigortacının sorumluluğu (Madde 91);
 
KTK 91. maddesine göre, zorunlu trafik sigortamda, sigortacı işletenin aynı yasanın 85/1. maddesindeki hukuki sorumluluğu üzerine alır. Anılan maddeye göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işleten bu zararlardan sorumlu olacaktır. Sigortacının bu kapsamda ki sorumluluğunu sınırlayan KTK 92. maddesinde araç sürücüsünün sigorta kapsamı dışında kaldığına dair bir hüküm olmadığı için araç sürücüsünün zarar görmesi halinde (mesela ölümü)sigorta şirketinden tazminat talep edilebilecektir. Ancak araç sahibi ile sürücü aynı kişi ise veya sürücü kusurlu ise sigortadan faydalanamaz.
 
Sigorta şirketinin araç sahibine rücu hakkı;
Kazada araç sahibi 0 kusurlu olsa dahi, sigorta şirketi, kendisine sigortalı aracın sahibine ve sürücüsüne rücu edemez.
 
Zorunlu Trafik Sigortası dışında kalan hususlar (Madde 92);
 
1-İşletenin bu konu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, bilindiği gibi işleten, sürücünün veya yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Buna göre bu kişilerin kusurundan kaynaklanan zararların telafisi için sigortacıya müracaat edilmeyecektir. Yani işletenin sürücüye karşı açacağı rücu davasına konu olabilecek zarardan sigortacı sorumlu değildir. Ancak sürücünün ölmesi halinde sigortacının sorumluluğu devam edecektir.
 
2-İşletenin, eşinin, usul ve fürunun, birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlarda sigorta kapsamı dışındadır. Burada sadece mallara gelen zararlardan bahsedilmiştir. Ayrıca kardeşlerin mallarına gelen zararlarda sigortacının sorumlu olmaması için kardeşin birlikte yaşamış olması gerekir.
 
3- İşletenin, bu kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, mesela KTK kapsamına girmeyen bir olayda bir şeye gelen zarardan sigortacı sorumlu değildir. Yâda hatır taşıması söz konusu ise, KTK hükümleri değil de genel hükümler uygulanacaktır. Bu nedenle de KTK hükümleri uygulanmayacağından sigortacının sorumluluğu söz konusu değildir.
 
4- KTK 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler;
 
5-Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar.
6-Manevi tazminata ilişkin talepler.
 
Yukarıda belirtilen hususlarda zarar gören kim olursa olsun doğrudan sigorta şirketine müracaat edemeyecektir. Sayılanlar dışında sigorta şirketi 3. kişinin poliçede belirlenen limitler içindeki zararını ödeyecektir. 
 
En az sigorta tutarları (Madde 93)
 
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında; Teminat: Aracın cinsine göre, kişi başına ve kaza başına ödenecek, ölüm, yaralanma tazminatları ile araçta meydana gelecek maddi hasar olarak ödenecek tazminatlarına azami miktarları her yılı ilgili bakanlıkça belirlenip, Resmi Gazetede yayınlanır.
a-Kazanın meydana geldiği tarihteki poliçe limitleri geçerlidir.
b-Sigorta priminin ödeneceği zaman; Sigorta şirketinin sigorta poliçesinden doğacak sorumluluğun başlaması için mutlaka primin tamamının yada ilk taksitinin ödenmesi gerekmektedir. Uygulamada Zorunlu Trafik Sigortasının priminin tamamı peşin ödenmektedir.
 
Sigortalı aracın değişmesi (Madde 94);
 
Sigortalı aracın işleteninin değişmesi halinde durumdan kişi,15 gün önce sigortacıyı durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı, Sigorta sözleşmesini, durumun kendisine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigortacı sözleşmenin feshi yoluna gitse bile; sigorta sözleşmesi, fesih tarihinden itibaren 15 gün sonrasına kadar geçerlidir.
 
Burada önem arzeden durum; araç sahibinin değişmesiyle sigorta sözleşmesi kendiliğinden feshedilmiş olmaz. Aracın sahibinin değişmesi ve bunun sigortacıya bildirilmesi halinde sigortacının sözleşmeyi 15 gün içinde feshetme hakkının olmasıdır. Sigortacı, sözleşmeyi ancak haklı bir sebeple feshedebilir.
 
Tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu Doğuran haller (Madde 95);
 
Sigorta sözleşmesinden veya kanunda doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesi veya kanuna göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
 
Buna göre; KTK Mali Sor.Sigortası Genel Şartnamenin 4. maddesinde bu haller sıralanmıştır.
 
A- Sigorta sözleşmesine gör; sigortacının sigortalıya rücu edebileceği haller.
1- Tazminatı gerektiren olay işletenin kastı veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmişse.
2- Tazminatı gerektiren olay, aracın KTK’nın hükümlerine göre ehliyetnamesi olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmişse.
3- Kazanın sürücünün uyuşturucu veya keyif verici madde alması nedeniyle veya alkollü içki almış olması nedeniyle meydana gelmişse.
4- Aracın çalınması veya gasp edilmesinde araç malikinin kusurlu olması halinde 
5- Yolcu taşıma ruhsatı olmayan araçların yolcu taşıması veya istiap 
haddinden fazla yolcu taşınması nedeniyle kaza meydana gelmişse
 
Yukarıda saydığımız durumlarda, sigorta şirketi, 3. kişinin zararını ödeyecek, ancak ödediği zararın tahsilini teminen kendi sigortalısına müracaat edebilecektir. Yani, sigortacı, sigorta ettirene karşı sahip olduğu defileri zarar gören 3. şahıslara karşı ileri süremez. Bu düzenleme, kazada mağdur olanları korumak amacıyla yapılmıştır.
 
 
ALKOLLÜ ARAÇ KULLANMA MESELESİ
 
Aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekir. Başka bir anlatımla sürücü alkollü olsa da olmasa da kaza meydana gelecektiyse bu durum sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden değildir.
 
Sigortacının rücu meselesi, gerek zorunlu olsun, gerekse ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre sigortacı ödediği tazminat tutarınca sigorta ettirenin yerine geçer. Böylece, işletenin (sigorta ettirenin) kazaya sebep olan kişilere karşı açabileceği tazminat davalarını sigortacı açabilecektir.
 
Benzer bir hükümde Ticaret Kanunu 1301. madde de vardır. Buna göre sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vahi zarardan dolayı 3. şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder denilmektedir. KTK 95. madde de sigorta şirketinin sigorta sözleşmesine aykırı hallerde 3. şahıslara yapacağı ödeme durumlarında sigorta ettirene başvurabileceği yukarıda belirtilmiştir.
 
Aynı şekilde; KTK 98. maddesinde tedavi masrafları için zarar görenin sigortacılardan herhangi birine başvurabileceği hükmü yer almaktadır. Yine 99. maddede tedavi masrafları dışındaki ödemelerde sigortacının diğer sigorta şirketlerine sorumluluk oranında paylaştırılmasını isteyebilecektir. Burada da rücu meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da ödemeyi yapan sigorta şirketi, diğer sigorta şirketlerine kusurları oranında başvurabilecektir.
 
Sigortacının (sigorta şirketinin ) Halef sıfatıyla açacağı rücu davasında zaman aşımı; KTK 109. ve B,K 60.madde uyarınca zarar görenin ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda 10yıl içinde dava açılmalıdır. Yani sigorta şirketi rücu davasında zarar görenin (sigortalının) zaman aşımına bağlıdır.
 
 
Zarar Görenlerin Çokluğu (Madde 96);
 
Zarar görenlerin zarar toplamı, poliçede belirtilen tutarın üstünde ise; sigorta poliçesinde, tedavi masrafları, tedavi masrafları dışındaki tazminat talepleri ve ölüm halinde ödenecek tazminat alacaklarının miktarları belirtilir. Ancak meydana gelen zarar, sigorta poliçesinde teminat altına alınan miktardan fazla ise ne yapılmalı? 96. madde bunun cevabını vermiştir. Buna göre; meydana gelen zarar, sigorta teminatı tutarından fazlaysa zarar görenlerden her birinin sigorta şirketinden talebi, sigorta tutarı tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.
Bunu formüle edersek; Poliçede belirtilen kaza başına ödenecek tazminat x zarara uğrayan tazminat alacağı tüm zarara uğrayanların zararları toplamı.
 
Bu tarz hesaplama yapabilmek için zarara uğrayanların tümünün zarar miktarlarının bilinmesi gerekir. Aksi halde bu tarz hesaplama olanağı yoktur.
 
Maddenin 2. fıkrasında sigorta şirketinin, diğer zarar görenlerin bulunduğunu bilmeksizin yaptığı ödemenin sonuçları gösterilmiştir. Buna göre meydana gelen trafik kazasında sigortacının ödeme talebinde bulunan zarar görenin dışında başkaca zarar görenlerin olduğunu bilmesine olanak yoksa (mesela kaza raporlarında zarar görenlerin hepsinin ismi belirtilmemişse)ve sigortacıda buna göre ödeme yapmışsa, sigortacı iyi niyetli kabul edilir. Diğer şahıslara ödeme yapmaktan kurtulur. Ancak sigortacı zarar görenlerin sayısını bilebilecek durumdaysa iyi niyetli kabul edilmez. Ve bu durumda müracaat edenlerin zararlarını ödemek zorundadır.
 
 
Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı (Madde 97)
 
 
Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı zara gören, mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava açabilir. 
 
Tedavi Giderlerinin Ödenmesi (Madde 98);
 
Motorlu araçların neden oldukları kazada, cismani zarara uğrayan kimse, ilk yardım, muayene ve kontrol veya ayakta, hastanede ve diğer yerlerdeki tedavi giderleriyle tedavisinin gerektirdiği sair masrafları zorunlu sorumluluk sigortasından isteme hakkına sahiptir.
 
Tedavi giderleri; Hastane, sağlık yurdu, doktor, muayene, tahlil, ameliyat, refakatçi vs. hizmetlerin ücret ve masrafları, muayene ve tahlil yerlerine gidiş geliş ücretleri, ambulans, fizik tedavi, röntgen, ortopedi tedavisi, protez bedelleri,her türlü ilaç ve munzam gıda bedellerini kapsar.
 
Birden fazla aracın karıştığı kazalarda; tedavi giderlerinin tazmini için zarar gören kişi sigorta şirketlerinden herhangi birine başvurabilir. Bu durumda ödemeyi yapan sigorta şirketi kusurları oranında diğer sorumlulara rücu edebilir. Yasada ödememin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödenmesini öngörmüş olup, buna aykırılık halinde, sigorta şirketini şikayet etme yoluna gidebilirsiniz. 
 
 
Tazminat ve giderlerin ödenmesi (Madde 99);
 
 
Tazminat ve giderlerin ödenmesi usulü; Sigorta şirketi, hak sahibinin kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren poliçede belirlenen sınırlar dahilinde kalan miktarı 8 (sekiz) iş günü içinde ödemek zorundadır.
 
Sigortaca yapılacak ödeme mahiyeti; sigorta şirketinin zarar görene yapacağı ödeme maktu bir ödeme değildir. Zarar görenin gerçek zararı sigorta şirketince ödenecektir. Ancak yapılacak ödeme de, sigorta poliçesinde belirlenen limitle, sınırlı olup, sigorta şirketi limitin üzerinde ödeme yapmayacaktır.
 
İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ( madde 100)
 
 
Bu sigorta türü doğrudan doğruya zarar gören 3. kişileri koruyan bir sigorta sözleşmesi şeklidir. Sorumlu kişi (motorlu araç işleteni) bu sigorta sözleşmesi ile dolaylı olarak korunmaktadır. Bu sigorta poliçesinin özelliği sigorta tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortası için öngörülen limitlerin üzerinde tespit edilmesidir. Motorlu araç işleteni, zorunlu sigortasını yaptırdıktan sonra dilediği tutarda ihtiyari mali mesuliyet sigortası yaptırabilir. 
 
Daha açık bir anlatımla, araç sahibi bu sigorta ile 3. kişilere ödemek zorunda kalacağı tazminattan dolayı mal varlığında meydana gelebilecek eksilmeyi güvence altına almaktadır. 
 
Bu sigorta türü zorunlu mali mesuliyet sigortasına ilaveten yapılabileceği, başka bir poliçeyle ayna veya başka sigorta şirketine ayrı bir poliçe ile de yapılabilir. Ancak genellikle kasko sigortası poliçesinde ek teminat olarak yapılmaktadır. 
 
İhtiyari mali mesuliyet sigortasına müracaat edebilmek için zararın mecburi mali mesuliyet sigortası limitleri üzerinde olması gerekir.
 
Öncelikle zorunlu mali mesuliyet sigortasında olduğu gibi, sorumluluğu azaltan ya da kaldıran sözleşme hükümlerinin 3. kişilere karşı etkisi olmayacağı, zarar görenin doğrudan müracaat ederek ya da dava açarak sigorta şirketinden zararını isteyebileceği 100. maddede açıklanmıştır. 
 
İhtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamına giren zararın sigortaca ödenebilmesi için öncelikle mecburi mali mesuliyet sigortasına müracaat edilmiş ve mecburi mali mesuliyet sigortası limitleri içindeki zararın ödenmiş olması ve zarar miktarının mecburi mali mesuliyet sigortası poliçesinde belirtilen limitl